Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyıl Osmanlı’nın siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak geniş çaplı dönüşümlere uğradığı bir dönemdir. 18. yüzyıl sonlarında başlayan, başta devleti eski güçlü günlerine geri döndürme olarak yapılan reform hareketleri, 19. yüzyıldan itibaren devleti kurtarmak üzerine şekillenmiştir. III. Selim’in başlattığı reform hareketi ilk olarak askeri alanda gelişmiş buna paralel olarak ise merkezileşme, bürokrasinin öneminin artması, kurumların batı modeli ile yeniden şekillendirilmesi ile siyasal açıdan önemli değişimler yaşanmıştır. Yaşanan bu büyük değişimler zihinsel bir gelişimi de beraberinde getirmiştir. Yeni açılan okullar ve Batı’ya gönderilen öğrenciler, yeni bir aydın sınıfının oluşmasını sağlamıştır. Bu aydınlar çeşitli yayın organları aracılığı ile düşüncelerini aktarmış ve muhalefetin öncülerinden olmuşlardır.
‘’Bu gruplardan ilki, ‘devleti kurtarmak’ amacıyla bir araya gelen ve I. Meşrutiyet’in ilanında etkili olan Yeni Osmanlılardır. Yeni Osmanlıların mirası üzerinde şekillenen Jön Türkler, II. Meşrutiyet’in ilanında önemli bir rol üstlenmiştir. Jön Türklerin fikri mirasını ise II. Meşrutiyet sonrası görmek mümkündür. II. Meşrutiyet’in ilanında ve sonrası dönemde etkili olan isimlerin çoğunun Jön Türk hareketi içerisinde yetişmiş olması hareketin mahiyetini göstermektedir.’’.
1865 yılına doğru şekillenen Yeni Osmanlı hareketinin fikri ve muhalif duruşunun temelini Tanzimat dönemindeki reformlar oluşturur. Mardin, bu hareketi esas olarak Reşid Paşa’dan sonra Tanzimat’ın uygulayıcıları olan Ali ve Fuat Paşalara bir başkaldırı olarak görür. Asıl amacı düzen sağlamak ve devleti kurtarmak olan Tanzimat’ın uygulanmasındaki yetersizliklerin etrafında toplanan ilk oluşum; Mehmet Bey, Namık Kemal, Nuri Bey, Mustafa Fazıl Paşa, Reşat Bey, Agah Efendi, Ayetullah Bey, Refik Bey ve benzer fikri düşüncelere sahip olan kişiler, İttifak-ı Hamiyet cemiyeti adı altında toplanmıştır. İttifak-ı Hamiyet’in temelleri, 1865 yılında Belgrad Ormanlarında yapılan bir piknikte atılmıştır. Bu isimlere ek olarak halktan ve çeşitli zümrelerden kişi veya kişiler de kendilerini Yeni Osmanlı olarak tanımlamışlardır. Bu duruma göre Yeni Osmanlıları ideolojik bir birleşimden çok ortak bir amaç uğruna bir araya gelmiş insanlar olarak tanımlamak daha doğru olur.
Yeni Osmanlılar, fikir ve hedef doğrultusunda aynı olsalar da toplumsal olarak farklı kesimden kişilerden oluşmaktadır. Mustafa Fazıl gibi zengin ve seçkin bir aileden gelen ismin yanı sıra Ali Suavi gibi orta sınıf ve Ziya Paşa gibi devletin üst kademelerinde yetki sahibi olan kişiler de bulunmaktadır. Fakat istisnalar bulunmasına rağmen oluşumdaki kişilerin geneli devlet kademelerinde görevli olan memurlardan oluşmaktadır. Amaç olarak muhalif olan bu oluşumun devlet kadrolarınca yetişmesi ve maaşını devletten almaları da dikkat çekici bir diğer husustur.
Devlet memurluğunun yanı sıra oluşumun birçoğu Tercüme Odaları’ndan yetişmiş kişilerdi. II. Mahmut döneminde yaşanan 1821 tarihli Mora İsyanı’na kadar Osmanlı’da tercüme işleri Rumların elindeydi. Bu isyan sonrası Rumlara olan güvenin azalması, Tercüme Odalarının Osmanlı gençleri için bir istihdam sahasına dönüşmesini sağlamıştır. Koçak’ın aktardığına göre ‘’asıl ortak paydaları, Tercüme Odası geleneği ve eğitimiydi. Batı’ya açılan bir pencere, yabancı bir dil, yeni ve modern olan ile yakın temas ve etkileşim, yönetici elitin hiyerarşik basamaklarında göreli olarak daha süratli bir ilerleme imkânı, hepsi bu temele dayanıyordu. Bu, aynı zamanda devlet memuru olmanın da güvencesiydi.’’. Oluşumun öne çıkan isimleri Namık Kemal, Refik Bey, Ayetullah Bey, Mehmet Bey, Reşad Bey, Tercüme Odalarında görev almış, Fransızcası iyi olan ve aynı zamanda çoğu gazetecilik yapmış kişilerdir. Bunlara ek olarak Ziya Bey ve Mustafa Fazıl oluşumun seçkin isimlerinden olup devletin idari kademelerinde görev almışlardır. Avrupa’da oluşan reformist düşünce ve aydınlık tanımlarının aksine Osmanlı’da aydınlık ve reformist kişiler genel olarak toplumun üst tabakasından ve varlıklı ailelerden çıkmışlardır.
Yeni Osmanlıların ortak paydada kesiştiği bir diğer konu ise edebiyattır. Halkı eğitmek ve bilinçlendirmek için çeşitli gazete ve dergiler çıkarmışlardır. Buna ek olarak tiyatro oyunları da oluşumun tercih ettiği (özellikle Namık Kemal) bir diğer bilgi aktarım ve bilinçlendirme aracı tiyatrodur. Buna örnek olarak; Ali Suavi’nin 1867 yılında Tasvir-i Efkâr gazetesinde hükümeti eleştiren makaleleri, yine Ali Suavi’nin çıkardığı Muhbir Gazetesi, Namık Kemal’in çıkardığı Hürriyet Gazetesi, İbret Gazetesi’ndeki yazıları ve 1873 tarihli Vatan Yahut Silistire isimli oyunu gösterilebilir.
Yeni Osmanlıların temelde asıl amacı devletin mevcut sistemini ıslah ederek, devletin kurtarılması olmuştur. Bu durumda Yeni Osmanlılar için; Tanzimat karşıtı demekten yerine Ali ve Fuat Paşaların Tanzimat uygulamalarına karşı olduklarını söylemek daha doğru olur. Ortaylı’ya göre Yeni Osmanlılar; ‘’anayasacı liberalizmden, modernist İslamcılığa, hatta olgunlaşmamış bir Türkçülüğe ve sosyalizme kadar çeşitli görüşleri içeren zengin bir yelpaze oluşturur.’’. Berkes’e göre; ‘’Yeni Osmanlı düşünü üzerinde ne Mazzini – Garibaldi çizgisindeki liberal, ulusçu devrimci çevrenin, ne de Marksçı sosyalistlerin etkisi olmuştur. Avrupa’da 1867-1870 yılları ulusal özgürlük ve liberal rejim davalarının en kızıştığı bir dönem olduğu halde, Yeni Osmanlılar devrimci, ulusçu olmadıkları gibi Batı’daki anlamda anayasacı liberaller de değillerdi.’’. Davison’a göre ise; ‘’Yeni Osmanlılar genelde Osmanlılığı savunuyorlardı, yalnız bunda kararsızdılar. Bazen imparatorluktaki bütün halkların eşit muamele görmesi, imparatorluğu herkesin aynı ölçüde sevip savunması gerektiği, onları ayırmanın imkânsız olduğunu ileri sürüyorlardı. Ama ne zaman devletin gerçek hukuksal temeli olarak İslam’ı savunsalar, Hristiyanların isyanına ya da Hristiyanları çoşturan ayrıcalıklarına kızgınlıklarını dışa vursalar, sözde Hristiyanların yanında yer aldığı için Ali Paşa’ya duydukları hiddeti açığa çıkarsalar, zarar gören gerçek Osmanlılık amacı oluyordu.’’.
Yeni Osmanlılar içerisinde tam bir ideoloji birliği olmadığı gibi, örgüt olarak da belirli bir planları yoktu. Yeni Osmanlılar, farklı fikir ve ideoloji akımlarının bir arada olduğu muhafazakâr çevreden de yenilikçi çevreden de üyelerinin olduğu bir oluşumdur. Yeni Osmanlılar, dinsel kökenli bir gelenekçilikle siyasal liberalizmi bir arada işletmeye çalışan, ancak İslami kavramları kullanırken batılı tarzda modernleşmeyi savunan bir gruptur. Buna göre Yeni Osmanlıları, içinde bulunduğu dönemin şartları neticesinde şekillenmiş bir grup olarak tanımlamak mümkündür. Politik bir güç olarak öne çıkamamış olsalar da dönemin yenilikçi hareketlerinin başında gelmeleri ve kendilerinden sonra gelecek olan Jön Türklerin fikir oluşumlarında payları büyüktür.
Yeni Osmanlılar içinde dört farklı reformist grup bulunmaktaydı. Bunlardan ilki, Mehmed Bey, Halil Şerif ve Mustafa Fazıl gibi isimlerin olduğu, liberalizmi savunan fakat dağılmaya en müsait olan gruptur. Bu müsaitliğin temel sebebi de Mustafa Fazıl’ın menfaatleri için her şeyi yapabilecek bir kişi olmasıdır.
Yeni Osmanlılar içerisindeki ikince grup ise Namık Kemal etrafında şekillenmiştir. Namık Kemal, hürriyet ve millet kelimelerini ön plana çıkarmıştır. Ayrıca kaleminin güçlü olması sebebiyle yazdığı yazılar ve tiyatro oyunları ile halkı kendine çekmeyi başarabilmiştir.
Üçüncü grubun içinde ise Ali Suavi gibi halkın yansıması olan kişiler bulunmaktaydı. Suavi, dar gelirli olmasına rağmen ilerlemenin getirdiği maddi manevi kazanımları paylaşmayı hedefleyen orta sınıfın altındaki kişilerin kızgınlık ve şikayetlerini dile getiriyordu.
Dördüncü ve son grup olan Ziya Paşa grubu ise, asıl amaç ve düşünce olarak Bab-ı Ali içerisindeki Nazırlarla mücadeleyi benimsemiştir.
Mardin’in yaptığı bu gruplandırma ile Yeni Osmanlılar arasında bariz bir ideoloji ayrımının olduğu görülmektedir. Yeni Osmanlıların asıl önemi, savundukları fikirlerin çeşitliliği ve kendinden sonra gelecek olan fikir akımlarının, Yeni Osmanlılar fikri üzerine kurulup şekillenmesidir.
Tanzimat’tan Meşrutiyet’e geçiş sürecinde Yeni Osmanlılar, muhalif fikirlerin örgütlenmesi bakımından bir ilki temsil etmektedir. Siyasi alanda yenilikçiliği kabul ettikleri görülür fakat bu yenilik doğrudan Batılılaşmak üzerine değil, mevcut olan Doğulu ve Osmanlı kimliğini koruyarak yenileşmeyi savunmaktadırlar. Yeni Osmanlılar bir grup olarak devlet nasıl kurtarılır sorusunda etrafında şekillenmiştir ve bu sorun için anayasal monarşiyi çözüm olarak görmüşlerdir. Anayasal monarşi çözümü, Müslüman olmayan halkı da benimseyecek ve devlete sadık hale getirecekti. Bu sayede ise Avrupa’nın azınlık bahanesi ile Osmanlı iç işlerine karışması engellenecekti. Bütün vatandaşların kanun önünde eşitliği, kişi özgürlüğü, düşünce özgürlüğü gibi konular aracılığı ile halk arasındaki eşitsizliklerin giderilip devletin refaha kavuşması asıl hedeftir.
Yeni Osmanlılara göre adil bir yönetimin var olabilmesi için halk arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi gerekmektedir. Tanzimat sonrasında Azınlıklar daha geniş haklar elde ederken, Müslümanların bu haklardan mahrum kalmışlardır. Bu da Yeni Osmanlılar muhalefetinin temelini oluşturmaktadır. Sonuç olarak asıl hedef ise Ali ve Fuad Paşa’nın yanlış Tanzimat uygulamalarını değiştirip yerine anayasal monarşinin gelmesi Yeni Osmanlılar için ana çözüm yoludur.
Yeni Osmanlıların modernleşme hareketleri siyasi düşünceleri ile doğru orantılı olarak gelişmiştir. Osmanlı’da yapılmak istenen reformlar padişahlara ve paşalara bağlı olarak yapılmaya çalışılmıştır ve temelli bir yapılanma yerine günü kurtarmak üzerine şekillenmiştir. Bu yüzden reformlar ya etkisiz olmuştur ya da kısa bir süreliğine işe yaramıştır. Yapılan reformların başarısızlığı da bundan kaynaklanmaktadır. Yeni Osmanlılar ise bu reformları desteklemekle birlikte eksikliklerini de eleştirmişlerdir. Batı’daki sistemin aynısının uygulanması yerine, Osmanlı’nın toplumsal ve siyasal dinamiklerini göz önüne alarak reform hareketlerinin gerçekleştirilmesini savunmuşlardır. Daha iyi ve adil bir eğitim, okur-yazarlığın artması, Avrupa dillerinin öğrenilmesi, tarım ve sanayinin ilerlemesi, Batı’yı taklit etmeden bilgi ve birikimlerinden yararlanmak gibi görüşleri savunmuşlardır. Bu görüşlere engel olarak da mevcut düzeni engel olarak görmüşlerdir. Sonuç olarak Yeni Osmanlılar toplumun her alanını kapsayan hem ekonomik hem de siyasal olarak bütüncül bir politika izleyerek devleti, anayasal monarşi sistemi ile kurtarmayı amaçlamışlardır.
KAYNAKÇA
Kitaplar
Cemil Koçak, ‘’Yeni Osmanlılar ve Birinci Meşrutiyet’’, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce: Cumhuriyet’e Devreden Düşünce Mirası: Tanzimat ve Meşrutiyet’in Birikim, ed. Tanıl Bora- Murat Gültekingil, İletişim Yayınları, İstanbul, 2009, Cilt 1.
Hamit Bozarslan, Türkiye Tarihi: İmparatorluktan Günümüze, İletişim Yayınları, İstanbul, 2013.
İlber Ortaylı, ‘’Bir Aydın Grubu Yeni Osmanlılar’’, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, ed. Murat Belge-Fahri Aral, İletişim Yayınları, İstanbul, 1985, Cilt 6.
İlber Ortaylı, İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, Hil Yayıncılık, 1987.
Kemal Karpat, Osmanlı’da Değişim, Modernleşme ve Uluslaşma, çev. Dilek Özdemir, İmge Kitapevi, Ankara, 2006.
Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2002.
Roderic Davison, Osmanlı İmparatorluğu’nda Reform: 1856-1876, çev. Osman Akınhay, Papirüs Yayınları, İstanbul, 1997.
Selçuk Akşin Somel, ‘’Osmanlı Reform Çağında Osmanlıcılık Düşüncesi’’, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce: Cumhuriyet’e Devreden Düşünce Mirası: Tanzimat ve Meşrutiyet’in Birikimi, ed. Tanıl Bora-Murat Gültekingil, İletişim Yayınları, İstanbul, 2009, Cilt 1.
Sina Akşin, Jön Türkler ve İttihad ve Terakki, İmge Kitapevi, Ankara, 2017.
Şerif Mardin, ‘’ Yeni Osmanlılar ve Siyasi Fikirleri’’, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, ed. Murat Belge-Fahri Aral, İletişim Yayınları, İstanbul, 1985, Cilt 6.
Şerif Mardin, Türk Modernleşmesi, İletişim Yayınları, İstanbul, 1991.
Şerif Mardin, Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu, İletişim Yayınları, İstanbul, 1996.
Şükrü Hanioğlu, Bir Siyasal Örgüt Olarak: Osmanlı İttihad ve Terakki Cemiyeti ve Jöntürklük (1889-1902), İletişim Yayınları, İstanbul, 1986.
Makaleler
Ayşenur Yılmaz-Rüya Telli, ‘’Osmanlı’nın Son Döneminde Muhalif Hareketler: Yeni Osmanlılar ve Jön Türkler Karşılaştırılması’’, Gaziantep University Journal of Social Sciences, Cilt 20, Sayı 3, 2021.
Enver Koray, ‘’Yeni Osmanlılar’’, Belleten, Cilt 47, Sayı 186, 1983.
Comments