Kurtuluş Savaşını kazanmış ve kendini tüm dünyaya kabul gördürmüş Türkiye artık Türk tarihi adına yeni beyaz bir sayfa açacaktır. Bir toplumun kimliğini öğrenme, kendini dış dünyaya doğru biçimde tanıtması hayati bir öneme sahiptir. Türk Tarih Tez’inin temel misyonu bunu sağlamaktır.
Ülkenin kalkınması için yapılan reformların ardından, sıra Atatürk'ün çok önem verdiği ''Tarih'' alanında yapılacak çalışmalara gelmişti.1928 yılında Gazi'nin tarihe ilgisinin artması da destekleyici bir nitelik oluşturacak ve bu bağlamda Türk Tarih Tezi 1930 da hayata geçecektir. Altyapısına baktığımızda önce Gazi'nin 1923 yılından itibaren ulusal bağımsızlığın bilimsel alanda da doğru tetkik edilmesi isteği üzerine başlamış, sonrasında 1930'da hayata geçen Türk Ocağı Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kurularak bu isteğin kurumsal bir kimliğe bürünmesi sağlanmıştır.1930 yılının sonuna doğru tamamlanan Türk Tarihinin Ana Hatları adlı eserde ise Türk Tarih Tezi kavramı ilk defa geçmektedir. Eser Dünya oluşumundan itibaren Türk Tarihini ele alıp Cumhuriyet dönemine kadar gelmiş, bu dönemin geniş bir özeti olma niteliği taşımıştır. Önsözünde ise misyonu şu şekilde açıklanmıştır:
Önsöz:
"Bu yapıtın amacı, yüzyıllarca çok haksız iftiralara uğratılmış, ilk uygarlıkların kuruluşundaki hizmet ve emekleri yadsınmış Büyük Türk Ulusuna, tarihsel gerçeklere dayanan şerefli geçmişini hatırlatmaktır."
Türk Tarihinin Ana Hatları, Önsözünden, 1931
Yazılma Sebepleri:
Özellikle Fransızlar başta olmak üzere Avrupalı devletlerin Türkleri Avrupa ya yanlış tanıtmaları (Orta Asyalı aşiretler, vb.) Türk Tarih Tezi çalışmalarının sistematikleşmesini sağlamıştır.
Türk Tarih Tezinde emeği bulunan bir diğer isim Afet İnan'ın şu sözleri de dikkat çekicidir: '' 1928 yılında Fransızca coğrafya kitaplarının birinde Türk halkının sarı ırka mensup olduğu ve Avrupa zihniyetine göre ikinci sınıf bir insan tipi olduğu yazılı idi. Kendisine gösterdim. Böyle midir dedim. … Hayır, olamaz, Bunun üzerinde meşgul olalım sen çalış dediler.''
Tez, Türk Tarihi adına çok kapsamlı bir çalışmadır. Evrensel ve Ulusal niteliklere sahiptir. Yusuf Akçura'nın I. Türk Tarih Kongresindeki tebliğinde şu sözleri dikkat çekicidir:
'Cihana nazarımız bundan böyle Avrupa gözlüğü ile olacak değildir. Gözlükleri kırarak, çıplak gözümüzle hakikati ve menfaatimizi görmeğe çalışıyoruz. Cemiyetimiz tarafından yazılan bu kitaplarda teferruata ait hatalar olabilir, fakat kitapların istihdaf ettiği gaye ve o gayeye bizi götüren ana hattı doğrudur. Biz eserimizde ta menşelerinden itibaren kendi kavmimizi, kendi ırkımızı mihver ittihaz ettik. Ve bütün beşerî vakıalara o mihverin yanından bakıyoruz. ''
Yusuf Akçura'nın bu sözleri bunca zaman ihmal edilerek, küçümsenerek tarih kitaplarında sözü edilmiş Türklere yapılan haksızlığa karşı tepkinin eseridir. Gerçekten de Avrupalılar Türklerin çadırlarda yaşayan aşiretler olduğunu, medeniyete, uygarlığa bir katkıları olmadığını, Bizans kurumlarını sürdürdüklerini ve yıkıcı bir ulus olduğundan bahsederlerdi.
Osmanlı döneminde ise Türklük vurgusu bulunmaksızın gerçek dışı bir dil ile padişah fetihlerinin medreselerde anlatılmasından öteye geçilememiştir.
İçerik
Batı'nın medeniyeti dayandırdığı Yunan medeniyetinin asıl köklerinin Anadolu'da olduğunu savunur. Hititler, Sümerler, Akatlar, İskitler ve Mısırlılar gibi çeşitli Mezopotamya unsurunun aslında Türk kökenine dayandığını iddia eder. Beyaz Irk kökeninin Orta Asya'dan geldiği, göç dalgaları sonucu ırkların birbirleri ile kaynaştığını iddia eder. Irksal bir üstünlük kavramına yer verilmemektedir. Türklerin M.Ö. 3000 ile M.Ö. 1200 yılları arasında Orta Asya'dan yurtlarını terk edip Anadolu coğrafyasına ulaştığı iddia edilir. Atatürk'ün ''Anadolu 7000 yıllık Türk beşiğidir.'' sözü de bu görüşü destekler niteliktedir.
TEZE GÖRE TÜRK DEVLETLERİ
Türk-Hun İmparatorluğu
İskit İmparatorluğu
Batı Hun Devleti
Avrupa Türk-Hun ve Avar İmparatorluğu
Akhunlar
Göktürk Devleti
Hazar, Bulgar Devletleri
Göktürkler sonrası Orta Asya'da çeşitli devletler
Samanoğulları
Gazneliler
Karahanlılar ve Karahitaylar
Selçuklular
Harzemşahlar
Timur İmparatorluğu
Babür İmparatorluğu
Osmanlı İmparatorluğu
Türkiye Cumhuriyeti
Özetlemek gerekirse temel amaç İslam ve Hristiyan çatışmasına dayandırılmış Osmanlı Tarih Tezine ve Türkler aleyhine yazılan Batılı karşıt tezlere bir anti tez oluşturmak, haklı Türk davasını savunmak olmuştur. Bilimsel bazı çevreler bu tezin siyasi amaçları olduğunu hayalci ve romantik olduğunu iddia ederek eleştirmişlerdir.
Referanslar:
Şemsettin Günaltay, Türk Tarih Tezi Hakkındaki İntikatların Mahiyeti ve Tezin Kat'i Zaferi, Türk Tarih Kurumu, İstanbul, 1938.
Türk Tarihinin Ana Hatları: Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri, İstanbul, Kaynak Yayınları, 1996.
Comments