top of page
Peter_Paul_Rubens_-_The_Fall_of_Phaeton_(National_Gallery_of_Art) (1).jpg
Kaan Katmer

Rusya-Ukrayna Krizi'nin Kısa Tarihsel Kökeni




Rusya-Ukrayna krizi tarihe dönüp bakıldığında köklü bir temele dayanmaktadır ve bunu tetikleyen pek çok unsur görülür. Bunun ilk safhası iki ulusun da kendisini Kiev Knezliğine dayandırması olarak görülebilir. Baktığımızda dil olarak, kültür olarak ciddi benzerlikler görürüz. Ancak iki farklı ulus ile karşılaşırız. Bunun haricinde ayrışma noktalarına baktığımızda İki ulus arasında ciddi olaylar da tarih sahnesinde vuku bulmuştur. Çarlık Rusyası dönemiyle Ukrayna bölgesi ve ulusu Rus egemenliği altına girmiştir. Doğu Ortodoksluğunun önemli kentlerinden biri olan Kiev Çarlık dönemiyle önemini kaybetmeye başlamıştır. Zira Rusya Petersburg'un bu bağlamda önemini arttırma gayreti içinde oldular. 18.yy’a baktığımızda Rus Çarlığı merkez ve Doğu Ukrayna bölgelerini kontrol ediyordu. Batı kısmı ise Habsburg Monarşisinin elindeydi. I. Dünya Savaşının başlangıcı ile Avusturya-Rusya savaşı bölgedeki Ukraynalılar için yoğun bir baskı döneminin başlangıcını ifade ediyordu. Ruslarca Ukrayna kültürünü, hareketini şiddetle bastırdılar. Çarlık sonrasında Sovyet Rusya döneminde ise bu durum çok daha şiddetli bir boyuta ulaşacaktı. Zira bunun sebebi Holomodor olarak adlandırılan 1932-1933 yılında kasten Sovyetler Birliğince insan eliyle yaratılan suni kıtlıktır. Bu dönemde Ukrayna bölgesi kuşatmaya alınmış, her anlamda giriş çıkış yasaklanmıştır bu dönemde kıtlıktan dolayı yaklaşık 8 milyon insanın öldüğünden bahsedilir öyle ki bu dönemde ciddi insanlık dramları yaşanmıştır. Zira ailelerin çocuklarını yediklerine dair olaylar olduğu bilinir. Ukrayna-Rus halkları arasındaki husumetine ciddi biçimde arttıran sebeplerden de biridir. Takip eden süreçte II.Dünya Savaşı yıllarında bölge Alman Ordusu tarafından işgal edilmiştir. Bu bağlamda Ruslarca karşı Almanlarla iş birliği adına orduya katılan pek çok Ukraynalılar olduğu hatta bunun için Alman Ordusu bünyesinde ayrıca birlikler olduğu bilinir. Savaş sonrasında yine eski düzene dönülmüştür. Sovyetler Birliğinin dağılacağı süreye kadar Ukrayna Sovyet bünyesinde varlığını sürdürür. Ukrayna, Rusya ve Belarus Sovyetler içerisinde diğerlerine nazaran daha ayrıcalıklı bir statüye sahipti. 24 Ağustos 1990’da Ukrayna içerisindeki bağımsızlık hareketleri amacına ulaşmış ve bağımsızlığını ilan etmiştir. 1 Aralık 1991 tarihinde Sovyetler Birliğinin dağılması ile bu durum resmiyet kazanmıştır. Takvimler 1997’yi gösterdiğinde ise Ukrayna-Rusya arasında dostluk Antlaşması imzalanmış bu durum perçinlenmiştir.


Ukrayna Rusça’da “sınır bölgesi” anlamını taşır ve Avrupa ile geçiş bölgesi olarak önemlidir. Doğu bloğunu Batı Bloğundan ayıran bir tampon bölgedir. Aynı zamanda Batı’ya aktarılan enerji kaynakları Ukrayna hattından geçer bu anlamda da önemlidir. Ukrayna’nın petrol ve gaz yatakları bakımında fakir olması onu Rusya’ya, Rusya’nın da Batı ile lojistik hattını sağlamak için Ukrayna’ya bağımlı olduğu bir gerçektir.


Ukrayna yarı başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Bunun harici ülke bağımsızlığını kazandığından beri çeşitli iç karışıklıklar ile uğraşmıştır. Bunlardan en önemlilerinden birisi de Kırım’a verilen özerklik oldu. Bu bağlamda Ukrayna sürekli Batı ve Rusya arasındaki iki grup arasındaki çekişmelere taraf olan grupların nüfuzunda kalmıştır. Bu dönem “Turuncu Devrim” dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde yaşanan olaylar arka planda oluşan otoriter uygulamalar ve yolsuzluğun diz boyu olduğu bir sistem görürüz. Ve bu süreçte halkın bu olaylara tepkisinin bir toplumsal yansıması olmuştur. Bu seçim süreci Ukrayna’nın yer alacağı safı belirlemesinde en önemli faktör olmuştur. Bu saf da batının yanı olmuştur. Bu seçimde AB ve ABD’nin payının da azımsanmaması gerektiği aşikâr bir durudur. Bu dönem itibarıyla bu yakınlaşma doğal olarak Ukrayna ve Kremlin’in arasının açılmasına sebebiyet verir.

2010 döneminde ise ülke içerisindeki kötü ekonomi, özellikle doğalgaz sorunu, politik istikrarsızlıklar gibi problemlerin vuku bulması üzerine Yuschenko hükumeti iktidarını kaybetti. İlerleyen dönemde Yanukoviç iktidara gelir ve bununla birlikte Batıdan ziyade yönünü Rusya’ya çevirmiş bir Ukrayna tablosu karşımıza çıkar. Takip eden süreçte de Rusya’nın Kırım’da yaşayan Rus azınlığı bahane ederek Ukrayna kontrolündeki Kırım’a askeri müdahalede bulundu. Bu bölgede ciddi bir krizin ilk kurşunu olarak görülür. Buradan sonra Kırım Özerk Cumhuriyeti statüsü ile karşımıza çıkan bölgede bir referandum yapıır ve sonucunda Rusya bölgeyi bir parçası olarak gördüğünü belirterek ilhak eder. Takibinde Ukrayna’nın Donetsk ve Lugansk bölgelerinde de bağımsızlık ilan edildiği görülmüş ve Ukrayna bir iç savaş sürecine girmiştir.


Rusya’nın Ukrayna’ya bakışı daima geçici bir ayrılık olarak görülmüştür. Bunu çevre-merkez ilişkisi gibi adlandırmak yerinde olacaktır. Rusya’nın 1993 yılında Yakın Çevre doktrini ile eski Sovyet devletlerinde hala güçlü bir biçimde nüfuz sağlama hedefinden olmuşlardır. Bu bölgeleri arka bahçeleri olarak değerlendirdiklerini de söylemek yanlış olmaz. Bu devletleri kendine bağımlı hale getirmek onların temel misyonuydu. Ukrayna özelinde ise onların yeniden Batı ile yakınlaşma çabaları AB ve Nato konusunda istekli olmaları ve adımlar atmaya başlamaları Rusya’yı rahatsız etti. Bu anlamda kriz günümüzdeki son hali olan savaşa 24 Şubat 2022 tarihinde döndü. Hala sürmekte olan bu savaş tüm şiddetiyle devam etmektedir. Ülkemiz bu savaşta denge politikası yaklaşımıyla hareket etmektedir.

9 views0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page