top of page
Peter_Paul_Rubens_-_The_Fall_of_Phaeton_(National_Gallery_of_Art) (1).jpg

Joseph Freiherr von Hammer Purgstall

  • Kaan Köprülü
  • Mar 1
  • 4 min read

Joseph Freiherr von Hammer Purgstall
Joseph Freiherr von Hammer Purgstall

Graz’da vilayet idaresinde görev yapan bir memurun oğlu olarak dünyaya gelen Hammer’in soyadı ailesinin Prens Eugene’in yanındaki hizmetiyle bağlantılıdır. Von Purgstall soyadı ise bu ailenin kendisini evlat edinmesi ile sonradan gelmiştir. Hammer’ın hayatı için en büyük kaynak ise kendi yazdığı hatıratlarıdır.


1789 yılında Viyana’da Orientalische Akademie’de eğitim görmeye başlayan Hammer, burada tercüman olabilmek için on yıllık bir eğitim gördü. 1799 yılında ise İstanbul’a tercüman olarak görevlendirildi. 1802 yılında ise Baron Stürmer’in yanında elçilik sekreteri görevine başladı. Bu görev Hammer’e Osmanlı’yı ve Mısır’ı (görev aldığı dönemde Mısır, Osmanlı’nın içinde yükselen bir güçtü) tanıma, dil ile temas etme ve bir çok eseri toplama imkanı tanıdı. Bugün Österreichische Nationalbibliothek’teki zengin koleksiyon bu dönemin bir sonucudur. Bu koleksiyonda yalnızca Türkçe, Arapça, Farsça eserler değil aynı zamanda eski Mısır ve Şark yazıtları ve papirüsleri bulunmaktadır. Aynı zamanda Hammer, Mısır’da bulunduğu süre boyunca “Binbir Gece Masalları” ile tanışıp bunu Almanca’ya çevirdi.


İstanbul’daki görevi, 7 Mayıs 1806 yılında Bağdan’da Yaş şehrine Avusturya konsolosu olarak atanmasıyla son buldu. Bir daha da İstanbul ve diğer doğu ülkelerine dönemedi. Bir yıl içinde de diplomatik görevi sona erdi ve tercümanlık görevi ile kaldığı Viyana’da nadiren Avrupa şehirlerine geziler düzenledi. Viyana’da bulunduğu uzun dönem boyunca baş tercümanlığa yükselen Hammer, iki ciltlik bir İstanbul ve Boğazlar Rehberi’ni (Constantinopolis un der Bosporus) yayınladı. Viyana’ya döndükten sonra tekrar Doğu’ya gitmedi fakat şarkiyatçılarla olan iletişimini sürdürdü. Viyana’da dış işleri danışmanı olarak bulunduğu sırada 1807 yılında Aşidüşes Maria Louise ile birlikte Paris’e gitti. Burada önemli araştırmalar yapmasının yanı sıra Fransa’nın tanınmış şarkiyatçıları ile de temas kurdu. Buradaki temaslarının önemli olmasının sebebi dönemin iyi şarkiyatçılarının Fransa’da bulunuyor olmasıdır. Burada arşiv ve kütüphaneleri kullanmasına ek olarak da beğendiği ve kendisini etkileyen devrin en ünlü Fransız şarkiyatçılarından olan Silvestre de Sacy ile tanıştı.


1814 yılına gelindiğinde ise saray tercümanı olarak “Hofrat” unvanını aldı. 1817 yılında İstanbul’daki elçiliğe tayin istese de Metternich bu talebi geri çevirdi. Bu reddin altında yatan sebep ise Metternich’in Hammer’ı diplomat olarak değil de araştırmacı olarak ön planda bulunmasını istemesidir. Metternich’in bu düşüncesi Hammer’ı, Friedrich Engels’in bile takdir ettiği bir tarihçi olmasını sağladı. Hammer 1835 yılında Purgstall ailesine vâris olarak “Freiherr” unvanını aldı. Aynı zamanda uzun uğraşlar sonucunda 1847 yılında Bilimler Akademisi’nde Şark Şubesi’nin kurulmasını sağladı ve buranın başkanı oldu. XIX. yüzyılın bütün tarihçileri gibi bir çok çeviri ve telif eserler ortaya koyan Hammer’ın esas başarısı, Osmanlı Devleti’nin ve Doğu tarihçiliğinin yeni bir dönemini başlatmakla kalmayıp, Türk, İran ve Arap edebiyatlarından yaptığı eserlerle başta Goethe’yi etkileyip bütün bir Alman edebiyatını etkilemesidir.


Hareketli ilmi ve diplomatik yaşantısını, Metternich ile olan çekişme ve işbirliğini, devrin atmosferini yansıttığı hatıratlarını 1850’lerde çekildiği Heinfeld Şatosu’nda kaleme aldığı hatıratlarında yazmaktadır. Hammer 23 Kasım 1856 yılında ise Viyana’da ölmüştür.


Hammer’in en önemli eserlerinden biri Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’na kadar gelen ve Almanca olarak kaleme aldığı Geschichte des Osmanischen Reiches isimli kitabıdır. Bu eser, Avrupalı birinin Doğu eserlerini kullanarak yazdığı en büyük eserlerden bir tanesi olarak kabul görmektedir. Avrupa arşivlerini de kullanmakla birlikte Arap, Fars ve Türk kaynaklarını daha geniş ölçüde kullanmış fakat Slav ve Bizans kaynaklarına çok önem vermemiştir. I. Cilt Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ile başlar ve İstanbul’un fethine kadar gelir. II. Cilt I. Selim’in ölümüne , III. Cilt II. Selim’in ölümüne , IV. Cilt I. Mustafa’nın ikinci defa tahttan indirilmesine, V. Cilt Köprülü Mehmet Paşa’nın sadaretine (Osmanlı İmparatorluğu’nda bir nevi başbakanlık makamı), VI. Cilt Karlofça Antlaşması’na, VII. Cilt Belgrad Antlaşması’na, VIII. Cilt Küçük Kaynarca Antlaşması’na kadar geçen olayları kapsar. IX. Cilt ise sonuç ve irdeleme bölümünü kapsar. X. Cilt ise çeşitli tablolara, bibliyografyalara, kronolojiye ve listelere ev sahipliği yapar. Fakat, gerek planda gerekse yorumda Avusturya tarihi ve yorumu kaçınılmaz olarak fark edilir. Aynı zamanda yer yer ön yargılı ve hatalı yorumlar da yapmıştır. Buna örnek olarak Fatih Sultan Mehmed’in kan dökücü, yeniçerilerin ise yağmacı olarak tasvir edilmesi verilebilir.


Hammer, Doğu dilleri ve tarihi için de aktif bir teşkilatçı ve uygulamacı olmuştur. Osmanlı’daki diplomatik görevinin ardından Viyana’ya döndüğünde sadece inceleme yapmakla kalmayıp bu konu hakkında öğretim ve yayın yapmak üzere teşkilatlanmaya çalıştı. Hâmisi Kont Wenzeslaus von Rzewusky’nin mali desteği ile birlikte Şark’ı Sevenler Cemiyeti’ni kurdu. Burada Fundgruben des Orients adlı yayında Doğu tarihi ve dilleriyle ilgili makale ve çeviri yayınları yer almaktaydı. Aynı zamanda Arapça yanında diğer iki önemli Doğu dili olan Türkçe ve Farsça’nın da eğitimine önem verdi.


Hammer’ın öne çıktığı bir başka konu ise Osmanlı seyahatnamelerini Avrupa’ya tanıtan ilk kişi olmasıdır. Evliya Çelebi’nin eserinin İstanbul’dan bahseden ilk cildi ile ikinci cildinin bir kısmını Narrative of Travels in Europe-Asia and Africa in the Seventeenth Century by Evliya Efendi adıyla İngilizce’ye çevirmiştir. Osmanlı topraklarında yaşarken yaptığı seyahatlerine dair notlarını ise daha öncesinde yayımlamıştır. Bu eser, tarihi topografya ve Doğu coğrafyası için önemli olmakla birlikte içindeki harta ve resmler açısından da oldukça önemlidir. Ayrıca Kont Rzewusky’nin kütüphanesinde bulunan Katib Çelebi’nin Cihannüma kopyasının Rumeli ve Bosna kısımlarını Rumeli und Bosna, Geographich beschrieben von Mustafa ben Abdalla Hadschi Chalfa adıyla Almanca’ya çevirmiştir.


Eserlerinde bazı yanlış ithamlar bulunsa da Hammer, el atılmayan alanlara el atması sebebiyle Alman dili konuşan ülkelerin şarkiyatçılığında öncü bir isim olmuştur. Bildiği şark dillerinin yanı sıra Yunanca ve Latince dahil on kadar dil bilmekteydi.


Kaynakça


Comments


bottom of page