Kısa bir açıklama olarak, Anadolu'dan Hindistan'a kadar hakimiyet sahasını genişletmiş olan Timur'un hakimiyet alanına Anadolu'y dahil etmesi, aynı bölgeyi kontrol etmek isteyen Osmanlılar ile arasını açmıştır. Bir diğer yandan da Memlük Sultanı Berkuk'un ölümü, Timur'un hedeflerinden bir tanesini gerçekleştirmek için bahane olmuştur. Memlüklüler ile Osmanlıların arasının açılması da Timur'un işini iyice kolaylaştırmış oluyordu.
Şartların uygun olmasıyla birlikte Timur, 1399 yılında Bağdat'ı ele geçirdi. Bu fetih ile Celayirli Hükümdarı Sultan Ahmed ve Karakoyunlu Türkmen Reisi Kara Yusuf'un Osmanlılara sığınmasına neden oldu. Yaşanan olaylar Timur'a Osmanlı'ya müdahele etme hakkı verdi. Fakat Timur tarafından yaplan iade isteği Bayezid tarafından reddedildi. Sonrasında ise iki hükümdar arasında hakaret dolu mektuplar gönderildi. Bu sırada Osmanlılara vergi vermekle yükümlü olan Erzincan Emiri Mutahharten'in Timur'un saflarına girmesi, iki hükümdarın arasını iyice açtı. Mutahharten'in vergi vermesi için Bayezid tarafından yollanan ihtarname ise Timur'un nasihat ve tehdit dolu mektubuyla reddedildi. Bu mektup sonrası tekrar iki hükümdar arasında sert mektuplar gönderildi. Bayezid'in yolladığı son mektup üzerine Timur, Akkoyunlu Beyi Karayülük Osman Bey ve Mutahharten'in rehberliğinde Sivas'a yürüdü ve Malkoçoğlu Mustafa Bey tarafından savunulan Sivas'ı kuşattı. On sekiz gün dayanabilen Sivas, kimsenin kanının dökülmeyeceği vaadiyle teslim oldu. Fakat Timur, şehre girdikten sonra müdafileri çukura atıp canlı canlı gömdü ve ardından şehri yakıp yıktı. Daha sonra ise Timur, Bayezid'in kuvveti hakkında yeterli bilgi sahibi olmadığı için daha ileriye gitmedi. Timur daha sonra Elbistan üzerinden hareket ederek önce Malatya'yı sonra da Behisni'yi aldı ve 1401'de Suriye seferine çıktı.
Bayezid, Timur'un kuşatmasına hazırlıksız yakalandığı için müdahele edemese de muhtemel bir saldırıya karşı Kayseri'ye geldi. Timur'un Suriye seferiyle meşgul olduğu sürede de, Sivas'ta Timur'a yardım eden Mutahharten'i cezalandırmak için doğu sınırına giderek Erzincan ve Kemah'ı aldı. Fakat Timur yine yanındaki kuvvetleri yeterli görmeyerek bir müdahelede bulunmadı. Nitekim Timur'un Arran'a gelmesi Bayezid'in muhtemel bir saldırıya karşı ordusuyla Sivas'a doğru hareket emesine yol açtı. Bunun üzerine de Timur Nahcıvan'a geldi. Bayezid'in durdurulması için de torunu Şahruh yönetiminde bir kuvvet sevk etti. Fakat Mutahharten'in aracılığı ve Osmanlı Devlet adamlarının ısrarı ile iki hükümdar arasında bir anlaşma girişimi olduysa da Kara Yusuf'un kendisine teslim edilmesini isteyen Timur anlaşmaya yanaşmadı. Bu anlaşmanın reddinin altında yüksek ihtimalle; Çin hükümdarının ölümü dolayısı ile Doğu'ya yapacağı sefer öncesi büyük bir sorun teşkil eden Anadolu sorununu bir an önce çözmek istemesi yatmaktadır. Bunların sonucunda Orta Asya'daki kuvvetlerinden takviye alan Timur, 13 Mart 1402 yıında savaş sebebini Bayezid'e yüklemek amacıyla yolladığı elçi ile bazı isteklerde bulundu. Bu istekler arasında; Kemah'ın Mutahharten'e geri verilmesi, Anadolu beylerinden alınan toprakların geri verilmesi, şehzadelerinden birinin kendi yanına gönderilip bağımlılık alameti olarak vereceği külah ve kemerin kabul edilmesini ve Kara Yusuf'un kendisine iade edilmesi yer alıyordu. Bu isteklerin Bayezid tarafından kesin olarak reddedilmesi üzerine Timur bütün ordusunu toplayarak Anadolu üzerine harkete geçti.
Timur'un Anadolu'ya hareketi karşısında Bayezid, Bizans imparatoru ile anlaşarak İstanbul kuşatmasını kaldırdı ve Ankara'ya doğru harekete geçti. Timur da torunu Mirza Mehmed vasıtasıyla Kemah Kalesi'ni alıp Sivas'a doğru yürüdü. Ordusunun çoğunluğu piyade olan Bayezid ise, dağlık bir alana mevzilenmek için Akdağmadeni ve Kadışehri civarına hareket etti. Casusları aracılığı ile Bayezid'in her hareketini öğrenen Timur, Tokat tarafından karşılanacağı haberi üzerine Kayseri-Kırşehir yolu üzerinden Ankara'ya gelip kaleyi kuşattı. Bayezid ise hızlı bir hareket ile Kalecik-Ravlı yolu üzerinden Çubukova'da Melikşah köyüne geldi. Osmanlı kuvvetlerinin beklemediği bir anda karşısına çıkması üzerine Timur, şaşırmasına rağmen Bayezid'in hemen saldırmaması üzerine bir gecede yerini değiştirerek yeni bir cephe açtı.
Savaş, yüksek ihtimalle 28 Temmuz 1402 yılında Cuma günü gerçekleşmişti. Timur Fetihnamesi'ne göre; Timur'un ordusu 160.000 Osmanlı ordusu ise 90.000 kişi idi. Ek olarak çoğunluğu süvarilerden oluşan Timur'un ordusunda ayrıca 30 adet civarında da fil bulunmaktaydı. Sırp Kralı ise 20.000 kişilik bir güç ile Osmanlı'nın yanında yer alıyordu. Timur casusları aracılığı ile Tatarları da kendi saflarına çekti. Ayrıca Neşri de bazı Anadolu Beyliklerinin askerlerinin Timur tarafına geçtiğini belirtir. Bütün bunların sonucunda savaş Timur'un lehine gerçekleşmiş ve en nihayetinde Bayezid de Timur'a esir düşmüştür. Savaş sonucunda bütün bir Anadolu Timur'a mensup emirler tarafından istila edilmiştir. Savaş sonrasında da Timur, İngiltere Kralı IV. Henry ve Fransa Kralı VII. Şarl'a zafername gönderip, kendilerinin yenemediği rakiplerini yendiğini belirtmiştir.
Ankara Savaşı, Türk tarihinde iki müslüman devlet arasında yapılan en büyük savaşlardan biridir. Bu yenilgiden sonra, Anadolu'da uzun yıllar sonucunda kurulan Türk birliği bozulmuş ve İstanbul'un fethi de bir süreliğine askıya alınmıştır. Savaşın akabinde Anadolu Beylikleri tekrar güç kazanmış ve Timur'un yağmaları ile kurulan düzen bozulmuştur. Ayrıca şehzadeler arasında başlayan taht mücadeleleri Osmanlı'yı çok zorlu bir süreç olan Fetret Devri'ne sokmuştur.
KAYNAKÇA
YUSUF HALAÇOĞLU, "ANKARA SAVAŞI", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/ankara-savasi (30.09.2024).
İsmail Hakkı Uzunçarşılı - Osmanlı Tarihi I. Cilt.
Comments